hoşçakal

inanmanın ortasındaki imkânsızlıklar içerisindeyim bugünlerde..
neyin doğru neyin yanlış olduğunu hiç anlayamamak sanki.
yarın ölebileceğini bile bile bugünü yaşamak gibi geliyor..
hayatımdaki ufak mutluluk adımlarını atmaktan korkup,
büyük kaçış adımlarını atmaktan çekinmiyorum her seferinde..
bu her şeye veda etmekten korkup mutlu olamamak gibi.
karanlık sokaklarda yolunu bulmaya çalışmak,
içten gülümseyebileceğin bir yüz aramak,
düşmemek için tutunacağın bir el aramak,
bulduğunda ise dokunamamak.
dokunsan da onun bilmemesi gibi..
ve aşk..
en son ne zaman hissetti ki karşılıklı olarak bu beden ?
ağlamadan kaç gece geçti ki kimsenin hiç ama hiç bilmediği..?
karanlık sessizliğin içinde boğulduğunu kim bilebilir ?
ve herkes sana bu kadar yakındayken,
ne hissettiğini kim görebilir?
ve en önemlisi..
kim buna derman olabilir ?
cevap,
belki de hep çok basitti..
koca bir hiç..
hiç kimse..
..
yollarda geçen
gecenin karanlığında
hissedebildiğin
vazgeçmemek mi ki hayat?
çok..
üzgünüm..
ben vazgeçtim..
..
hoşçakal.

1 yorum

  1. çook beğendim şuan nasıl yazıyorum bilmiyorum ama böyle yazmak isterdim, imrendim 🙂

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

nine − 4 =